Türkiye, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) Yönetim Kurulunda WHO’nun dünya sağlığı çalışmalarına rehberlik eden kilit bir karar organı olarak üç yıllık bir dönemde görev yapıyor. Türkiye, Yönetim Kurulundaki diğer otuz üç ülkeyle birlikte çocuk felcinin yol edilmesinden iklim değişiklinin sağlığa etkilerine kadar uzanan konuları tartışmak için 2019 yılının Ocak ayında Yönetim Kurulu’nun 144. oturumuna katılacak.
Fakat Yönetim Kurulunun gündemindeki belki de en önemli konu, WHO’nun önerilen İlaçlara Erişim Yol Haritası’dır. Bu Yol Haritası, WHO’nun ilaçlar üzerine dünya çapındaki çalışmalarının önümüzdeki beş yılı için önceliklerini belirliyor. Bir Yönetim Kurulu üyesi olarak Türkiye, WHO’nun bu konuya nasıl yaklaşacağına dair tartışmayı şekillendirmesinde yardımcı olacak.
Ne yazık ki, WHO’nun Sekreteryası tarafından önerilen WHO’nun Yol Haritası’nda Üye Devletler’in çözmesi gereken ciddi sorunlar yer alıyor. Örneğin Yol Haritası’nda düşünülen genişletilmiş WHO rolünde ülkelere fikri mülkiyetin kullanımına yönelik tavsiye vermek bulunuyor, mesela patent sahiplerinin onayı olmadan patentli ilaçların üretilmesine izin vermek için “zorunlu lisanslar” (bazen “TRIPS esnekliği” olarak adlandırılır) kullanılması gibi. Buna gerek olmamasının yanı sıra küresel inovasyona ağır şekilde zarar vererek hastaların günümüz ilaçlarına erişimini zorlaştırabilir ve yarının yeni tedavi ve çarelerine yapılacak yatırımı baltalayabilir.
WHO’nun Yol Haritası, WHO’daki patentleri erişimin önünde bir engel gibi görme eğilimini yansıtıyor. Fakat bu doğru değil: Araştırmalara göre fikri mülkiyet ile ilaçlara erişim arasında bağıntı bulunmuyor. WHO’nun “gerekli” kabul ettiği ilaçların neredeyse tümü zaten patentsiz, yine de milyonlarca insan zayıf veya yeterince finanse edilmeyen sağlık sistemi gibi başka nedenlerle bu ilaçlara ulaşamıyor. Fikri mülkiyeti güçlendirmek, yeni buluşları teşvik ederek ve yenilikçi ilaçların ihtiyacı olanlara ulaşmasını kolaylaştırarak erişime de olanak sağlayabilir.
WHO ayrıca bu tavsiyeleri vermek için uygun değildir: Fikri mülkiyet korumasında karmaşık teknik, ekonomik ve ticari etkiler konusunda öneride bulunacak uzmanlığı bulunmaz. Çoğu ülke zaten WHO’nun kısıtlı kaynaklarını ilaçlara erişimi geliştirmeyecek, böylesi kutuplaştıran görevler üzerinde çalışarak harcamaması gerektiği konusunda endişelerini dile getirmiştir.
WHO Yönetim Kurulu üyelerinin fikri mülkiyetin yeni buluşlara ön ayak olmasındaki önemli rolü konusunda öne çıkıp seslerini duyurması gerekiyor. Türkiye, küresel yenilik ekosistemine destek olarak yeniliğin, hastaların ihtiyaç duyduğu ilaçlara erişimini sağlamada oynadığı önemli rolün tanınması için dünya liderlerini cesaretlendirdi. Bu destek, ülkenin yakın zamanlardaki biyofarmasötik endüstrisini destekleme ve ihtiyacı olan hastalar için hayat kurtaran tedavilerin gelişimini cesaretlendirmedeki kararlılığı hesaba katılınca, şaşırtıcı değildir.
Örneğin, Türkiye’nin patent rakamlarını ele alalım. 2016 yılında Türkiye, Patent İşbirliği Anlaşması uyarınca 13 biyoteknoloji patenti başvurusunda bulundu, 2010 yılından bu yana neredeyse üç kat daha fazla. Dahası, son rakamlara göre tek bir yılda ilaç endüstrisi araştırma ve geliştirmesine yaklaşık 195 milyon USD yatırım yapılmış. Bu etkileyici rakamlar Türkiye’ye 2018 Küresel İnovasyon Endeksindeki dünyanın en yenilikçi 50 ekonomisi arasındaki yerini korumasında yardımcı oluyor. Aslında üst-orta gelirli ülkeler arasında Türkiye, yenilik verimliliğinde 4. sırada, yenilik faaliyetinde de 5. sırada yer alarak yenilik ekosisteminin gelişmek için hazır olduğunu gösteriyor.
Türkiye’nin yakın zamanlarda uluslararası toplantılardaki açıklamaları, ülkenin küresel yeniliği yönlendiren bilgiyi, fikri mülkiyeti ve girişimciliği teşvik ederek koruduğunu gösteriyor. Türkiye yeniliğin, hastalar için ilaçlara erişimin iyileştirilmesinde oynadığı önemli rol hakkında esaslı bir anlayış sergilemiştir.
- Türkiye, Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü’nün (World Intellectual Property Organization - WIPO) 2018 yılındaki 58. Üye Devletler Toplantısı’nda gelişen inovasyon ekonomisinin tanıtımını yaptı. Türk heyeti, “Türk kurumsal sistemini yaratıcı ve kurumsal tabanlı endüstrileri geliştirme odaklı bir şekilde güçlendirmek” için taahhütte bulunup “Yenilik kapasitemiz ve patent başvuru sayılarımızın tutarlı bir biçimde arttığını görmek bizi mutlu ediyor,” dedi.
- Türkiye heyeti son zamanlardaki inovasyon gelişiminin bir önceki yılın WIPO Toplantısından daha da ileriye gittiğini vurguladı. Heyet ayrıca özellikle Türkiye’nin yeni Fikri Mülkiyet Kanunu’nu, “denetleme süreçlerini kolaylaştırmak için ortalama kayıt süresini azaltan, fikri mülkiyet haklarının uygulanması için araçları geliştiren, ticarileştirmeyi teşvik eden ve Türk Patent ve Marka Kurumu’nun idari kapasitesini artıran daha kullanıcı dostu bir yapı”ya sahip olduğunu belirterek övdü.
Bu açıklamalar Türkiye’nin yeniliği ilerleterek dünya çapındaki hastaların bugünün tedavilerine ve yarının şifalarına erişebilmesi için derin kararlılığını gösteriyor.
WHO Yönetim Kurulu ilaçlara erişimi nasıl iyileştireceğini düşünürken Türkiye, fikri mülkiyetin zayıflatılarak erişimi geliştireceği fikrinin aksini ispatlayacak fırsata sahip olacak. Küresel bir sağlık lideri ve gelişim desteğinin büyük fon sağlayıcısı olarak Türkiye, WHO’nun zayıf ve yeterince finanse edilmeyen sağlık sistemleri, yetersiz altyapı ve vergiler/tarifeler gibi erişimdeki gerçek engelleri aşması için odaklanmasına yardımcı olabilir. Yönetim Kurulu toplantısında Türkiye, WHO’nun sorunlu fikri mülkiyet konularına katılımının derinleşmesi üzerine endişelerini belirtmek için diğer ülkelere katılmalıdır. Türkiye ayrıca küresel liderliğini fikri mülkiyet ve yeniliği koruma ihtiyacı için açıkça ve ikna edici bir şekilde konuşarak yeniden doğrulayabilir.
Şimdi harekete geçme zamanı. Dünya çapında hastalar, Türkiye ve diğer Yönetim Kurulu üyelerine daha iyi bir küresel sağlık için gerçek ve karmaşık engellere hitap eden proaktif ve kapsamlı çözümlerin sorumluluğuna liderlik etmeleri için güveniyor.